Blog

Son Yılların Kanayan Yarası; Devre Arası Transferleri!

Son yılların kanayan yarası devre arası transferlerinde bu sene atılacak adımlar merakla benlenmekte. Gelin ilk önce son 2 senedir “kurtarıcı” sıfatıyla aldığımız devre arası transferlerinin şuan ne yaptıklarına bakalım.

 

14/15 Sezonu;

Muhammet Bozkurt:  Pendikspor’dan büyük umutlarla alınan genç oyuncu koca sezonda sadece 10 dakika süre alabildi. Ve ertesi sezon takımsız kaldı. Şuan ise BAL ekibi Lâdik Belediyesor’da ilk 18’e girme savaşı veriyor. Kurtarıcı olarak gelip dönemin en büyük hayal kırıklığı oldu…

 

Muhammet Yürükuslu:  Büyük ihtiyaç olan sol bek mevkiine kurtarıcı olarak geldi. İlk yarı büyük maç eksikliği vardı ve bizde oynadığı maçlarda bariz belli oluyordu. Sezon sonuna doğru kondisyonunu geliştirse de beklenen katkıyı veremedi. Ertesi sene Diyarbekirspor’un yedek sol beki olarak görev aldı şuan memleketinin takımı Anadolu Selçukluspor’da görev almakta.

 

İbrahim Kıymaz: Stoper mevkiine kurtarıcı olarak geldi. Yaptığı bariz hatalar ve yersiz zamanlarda gördüğü kartlarla hep eleştirinin odağında oldu. Ertesi sezon Hacettepe’ye geri döndü ve kulübenin demirbaşı haline geldi. Zamanında "şampiyon takımın stoperi" olarak lanse edilen sporcu bu sene Bal’a düşmeme mücadelesi veren Adliyespor’da inişli çıkışlı bir performans sergiliyor.

Buğrahan Tuncay: Diğer transferleri göre bir nebze katkısı oldu takımımıza, fakat maç eksiği kesinlikle göze çarpıyordu. Sene başından beri takımımızda olsaydı çok çok daha iyi bir performans izleyebilirdik bana sorarsınız. Ertesi sene takımımızdan ayrılıp 3. Ligde sonuncu olarak Bal’a düşen Turgutluspor’da oynadı. Şuan grubumuzun iddialı takımlarından Tarsus İY’da oynamakta.

 

Umut Pusat: İlk yarı topa değmeyip devre arası kurtarıcı olarak alınan Umut fiziksel olarak yetersiz bir futbol oynadı. Sezonun bitmesine 2-3 maç kala gayrı resmi bir şekilde kadro dışı bırakılarak play offlara dahi götürülmedi. Bana sorarsınız çok önemli bir oyuncuydu fakat bu dönem yapılan transferlerin başarısızlığının bir ortak noktası vardı “maç eksiği” Sezon bitiminde takımımızdan ayrılıp Denizli Belediye’de etkili bir performans sergiledi. Şuan grubumuz takımlarından Orhangazispor’da.

 

Yavuz Eraydın: Geldiği ilk sene tek isabetli transfer kendisiydi. Kalemizdeki boşluğu çok iyi korudu. Tek başına puan aldı. Kaleden el ile asist yaptı. İlk yarı takım bozulmasaydı takımı şampiyon yapardı diyebilirim. Fakat ertesi sene için tam tersi şeyleri söylemek zorundayım, aldığı kilolar ve yaptığı hatalar ile dikkat çekti.   Ne kadar iyi niyetli ve yetenekli bir oyuncu da olsa yaşınında etkisiyle futbolu bırakmanın zamanı olduğunu anladı ve şuan emekli.

 

Gökhan Şen: İlk yarı doğru dürüst topa değmeyip takımımıza kurtarıcı diye gelenlerden. Bu adamın kendisi bile top oynadığından emin değildi bence bizdeyken. Sahada iken ne yapmak istediğini kimse anlamadı. 6 maçlık bir ilk 11 sabrından sonra fişi çekildi. Bizden sonra Karagümrükte inişli çıkışlı günler geçirdi, şuan Yomrasporda.

15/16 Sezonu

 

Nurullah Dağaşan: Bir diğer fantastik kurtarıcımız(!) Bu arkadaşı kim izledi, hangi göz transferine onay verdi bilmiyorum. Çok genç olmasına rağmen kariyerinde çok sayıda kulüp değiştirmiş olması ve her transfer sezonu takım değiştirmesi aslında kendisi hakkında az buz bilgi sahibi olmamıza yetiyor. İyi oynadığı maç olmadı, fazla kilolarıyla dikkat çekti, üstüne üstün rezalet oynadığı bir maçta haklıymış gibi taraftarla münakaşaya girmesi fişini çekti.

Şahsen o maç sonunda yanına gidip “hayırdır?” yapıcaktım kararlıydım ki Turgay An bana maç sırasında “abi haklısın ama ekmek paramız için gurbetteyiz hepimiz, boşluğuna gelmiştir boşver” demesi üzerine duruldum. Bu şehirden tek parça ayrıldığı için şanslıdır kendisi.

 Sene sonu takımdan ayrılıp Kahramanmaraşspor ile anlaştı daha sonrasında 1 maça dahi çıkmadan gönderildi, şuan kümede kalma mücadelesi veren Denizli BŞB’de oynamakta.

 

Serkan Doğan: Tokatspor’dan orta sahamıza takviye olarak alındı. Açıkçası bu arkadaşın tek olumlu hareketini görmedim. Mustafa Cevahir ve Hakan Çalışkan’ın kadro dışı bırakılmasından sonra adam yokluğuna halı sahaya çağırılan arkadaş gibi oynadı. Şuan Erbaaspor’da.

Aykut Köz: Artık kronikleşen sol bek sorunumuza derman olmaya geldi. İlk başlarda performansı fena değildi, fakat bazı hareketleri performansına gölge düşürdü.  4-0’lık Etimesgut mağlubiyetinden sonra rakip oyuncularla gülüp eğlenip hatıra selfiesi çekilmesi sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Emin olun başımızda Erkal Etçioğlu, Tuncer Tepe gibi bir başkan olsaydı onu o gün takım otobüsüne bile almaz, Ankara’da bırakır, tesislere menajerini yollamasını isteyip sözleşmesini fesh ederdi. Fakat Sakaryasporluluk bilinci taşımayan zamanın başkanı sayesinde sene sonuna kadar forma giydi. Şuan Derincespor’da.

Turgay An: Dönemin en yararlı olan transferi diyebiliriz. Oynadığı kısa süre içerisinde güzel izler ve jeneriklik goller bıraktı, şuan BAL liginde Adıyaman’da oynamakta.

 

Ömer Yıldız: Bizden önce oynadığı takımlarda tesislere girmesi yasaklanan, taraftarın elinden polisin aldığı daha çok genç yaşlarda olmasına rağmen sabıkası yüksek olan klasik Türk futbolunun gelecek vaat eden ama sorunlu hücum oyuncusu. Bize de pek bir katkısı olmadı. Daha lig bitmeden şehirden kaçtı. Kapı gibi sözleşmemiz vardı fakat beceriksiz yönetim ne yapabildi, hiçbir şey! Evet, koskoca Sakaryaspor 20 yaşındaki bir çömezin istediği gibi at koşturabileceği bir duruma gelmişti geçen sene. Şuan 2 sene önce Tesislere girmesi yasaklanan Elazığ’da.

 

 Gördüğünüz gibi geçmişte takımı şampiyon yapması için getirelen futbolculardan 1-2 istisna hariç hepsi ya amatör takımlarda oynuyor ya da ligde iddiası olmayan. Bu sene bu problemi aşıp nokta transferler yaparsak taraftar gücümüzünde desteğiyle çok rahat şampiyon olacağımıza inanıyorum.

 

Yarın; Tavsiye ettiğim transfer hamleleri.

Devamını oku

Özlediğimiz Adam: İlkay Demir Röportajı!

1- Kısaca İlkay'ı tanıyabilir miyiz?

29 yaşındayım İstanbul Kartal doğumluyum futbola Pendikspor alt yapısında başladım 15 yaşında profesyonel oldum.

2-Neden futbol? Futbola başladığı yıllar nasıldı?

Futbol çocukluk aşkım diyebilirim kendimi bildiğim dönemden beri futbol benim için bir aşk oldu 6 yaşında minik takımlarda oynamaya başladım kolay değildi tabi İstanbul gibi bir büyük şehirde çok zor dönemlerden geçtim diyebilirim. Hiç bir başarı emek vermeden gelmiyor tabi. Bütün bu zorlukları ailemin fedakarlıklarını desteklerini göz ardı edemem.

3-Ailede sporla uğraşan başka birileri var mı? Varsa neler?

Ailemde sporla uğrasan kimse yok belki de o yüzden tecrübesizlikle verdiğim bazı kararlar kariyeri çok etkiledi. Verdiğim en doğru karar; Sakaryaspor'a gelip yeni tertemiz bir sayfa açmak oldu.

4-Türkiyedeki bütün profesyonel liglerde oynamış birisin, bu ligler arasında kalite haricinde ne farklar var? Hangi ligde oynarken daha çok zorlandın?

 

Evet bütün profesyonel liglerde görev aldım. Bir çok fark var üst liglerde daha çok oyun bilgisi takim taktiği kuvvet ön planda etrafında futbol dilini aynı konuşabildiğin kişilerle berabersin.

 Lig düştükçe bunu görebiliyorsun fakat tek bir gerçek var;  koşmadan mücadele etmeden ruhunla hırsınla tekmeye kafa sokmadan hiç bir kategoride başarılı olamazsın.

 Kendi adıma her lige konsantre olduğumda başarılı oldum diyebilirim . Önemli olan kaçıncı ligde olduğun değil giydiğin forma için elinden geleni yapmak hakkını vermektir.

5-İlkay'ın Sakaryaspor macerası nasıl başladı? Zorlu bir süreç miydi?

 

Zorlu bir süreçti süper lig oynarken bir anda 2.lig de oynamam gerekti. Bir çok teklif vardı fakat zamanın başkanı İsmail Gürses, hocam Engin Korukır sayesinde Süper lig'de karşı oynadığım Sakaryaspor'dan gelen teklifi geri çeviremezdim. Çünkü bir amaç  vardı eski şanlı güzel yıllara taşıyabilirdik ki bunu basardık diyebilirim verdiğim en doğru karardi kariyerim için.

6- Son 2 senede hiç Sakaryaspor'dan teklif aldın mı? Tekrar oynamak ister misin?

Son iki senede herhangi bir teklif almadım. Tabiki de görev geldiği takdirde tekrar oynamak isterim. Büyük bir gururla...

7- Şehirde büyük bir kısım seni tekrar o takımda görmek isterken bir kısım da "maden bu kadar seviyordu neden ayrıldı?" diyor. 2012-2013 sezonu başındaki ayrılık hakkında neler söyleyebilirsin?

Ben ayrılmadım ki...

 Bir önceki sene şampiyon olduktan sonra bir çok süperlig takımından teklif aldım. Sözleşmem bitmiş olmasına rağmen bırakıp gitmedim. Çünkü;  kulübün transfer yasağı vardı parayı düşünmedim kaldım.

 Bunu o dönemin hocası ve yöneticileri çok iyi biliyorlar, ertesi senede kulübün sitesinde benden habersiz İlkay Demir'le yollarımızı ayırdık diye haber yapılmıştı, çok üzülmüştüm.

 Yani istemeyerek de olsa çok sevdiğim takımımdan koparıldım diyebilirim !...

8-Tam bir inanç ve mücadele örmeği olan Antalya play offlarını anlatabilir misin? 5 kuruş almadan karşılıksız inançla şampiyon olan bir takım vardı. o ruh nasıl oluştu? takımı motive eden futbolcular kimdi?

Biz bir imkansızı başardık, o sene tam bir arkadaşlık kardeşlik ruhu vardı o şampiyonluk kolay olmadı. Evet para almadan geldi tüm takımın başarısı diyebilirim.

 Oynayan oynamayan biliyorduk kulübün o şampiyonluktan başka çıkış yolu yoktu. Uykusuz çok stresli günlerimiz oldu ama feda olsun. Bence tarihin en önemli kırılma şampiyonluğudur.

9-Sakaryaspor forması altında yaşadığın en unutulmaz an hangisi?

 

En unutulmaz anım Yalova maçıdır kümede kaldığımız son maç, o duyguları anlatmama tarif yok maç bitti göz yaşları o anı hiç unutamam.

Rahmetli Fatih Buruşoğlu abim beni ayağa kaldırmıştı teselli ediyordu.. Aklımda bir çok sahne var ama o en unutulmaz andır benim için.

10- İlkay şampiyonluk hedefi olan bir takıma gitse, yanına Sakaryaspor'da oynadığı dönemlerden alacağı 3 kişi kim olur? ve neden?

Tabi artık uzun bir süre geçti, sakatlık yüzünden futbolu bırakan Mesut Morgül, Berat Çetinkaya ve Levent Demiray diyebilirim.

11- Sakarya şehrinde kırgın olduğun insanlar var mı?

 

Kırgınlık yok dersem yalan söylemiş olabilirim ama hala görüştüğüm  çok  güzel  dostluklarımda var Allah hepsinden iyisinden kötüsünden razı olsun.

12-Futbolu bi kenara bırakırsak İlkay'ın bilinmeyen yönleri nelerdir?

Çok güzel bir evliliğim var Allah herkese nasip etsin, dostluklara arkadaşlığa çok önem veririm yapılan iyilikleri unutmam.

13- Son olarak taraftara söylemek istediğin bir şeyler var mı?


Son olarak beni karşılıksız seven bir yerde karsılaştığımızda hala beni bağrına basan taraftarlar...  Onları hiç bir zaman unutmadım.

 

 Bana hala Adapazarlı İlkay diyorlar bu gurur verici...

 

Son mesaj olarak bir gün issiz kuytu köselerden çıkıp tekrar buluşacağız diyorum. Bu guzel sorular ve ropartaj icin ben tesekkur ederim.

 Sağlıcakla kalın, Saygılarımla...

Bu yazı Sakarya 2. Noteri tarafından onaylanmışır. Kaynak gösterilmeden kopyalanması durumunda kanuni haklarımız çerçevesinde maddi ve manevi tazminat cezası ile karşılacağınızı bildirmek isteriz...

Tüm hakları saklıdır.



 

Devamını oku

SAKARYASPOR SULTANBEYLİSPOR MAÇI HAKKINDA

 

Öncelikle nereden başlayacağımı tamamen bilemiyorum ama şu resmi göstermek istiyorum ilk ;

İşte maçın seramonisinde "şeref" tribünü. Bir zamanlar Tuncer Tepe'nin sürekli takımımıza hakaretler eden rakip başkana ayağa kalkarak "şeref tribününde şerefli insanlar oturur, burayı terkediniz" dediği yer. Şimdikiler de Tuncer başkanın sözüne kulak asıyor olmalı!

 

MÜCADELE VE OYUN

İki takım içinde kısır bir oyun vardı diyebiliriz aslında. Takımımız ilk yarı sahada hiç yoktu diyebiliriz, pas yüzdemizde yerlerde sürünüyordu ilk yarı. Ayrıca hatlar arası inanılmaz bir kopukluk var takımımızda. Orta Sahada bir topun peşinde 5-6 kişinin gittiği klasik 3. lig maçı oldu diyebiliriz maç için.

NERDESİN FEYYAZ?

İstisnalar haricinde oynadığı çoğu maçta eleştirilen Feyyaz Aydil Sultanbeyli maçında mumla arandı. Yavuz hoca Nedim'i de kesince duran toplarla ve kornerlerde kafa vuracak kimsemiz kalmadı. Üstüne üstün 2-3 tane güzel orta değerlendirilemeyince taraftarlar Feyyaz'a haksızlık ettiğini anladı.

GİZLİ KAHRAMAN ADNAN GÜNGÖR

Her ne kadar kahramanımız Volkan Yılmaz gibi gözükse de bence sahada onun kadar iş yapan bir Adnan Güngör var. Orta alanda kısa boyuna rağmen çok iyi markaj yapan ve orta sahada ayağı sağlam basan bir tecrübe.

OLDU MU BU SERTAÇ?

Oyunun son anlarında sinirlerine hakim olamayıp 3 dakika arayla 2 sarı kart gören Sertaç Eren. Maçın son 2 dakikasında "3 puan" hesaplarını "1 puan" hesabına çevirdi. Maçın başından beri korkak oyun oynayan Yavuz hoca anında forvet Ömer'i oyundan alıp Stoper Nedim'i oyuna dahil etti.

 

MAÇ ESNASINDA VE SONRASINDAKİ GERGİNLİKLER

Numaralı A4 tarafı şeref tribününün tam dibinde oturuyordum. Olası bir olayda Selo'nun yüz ifadesini en yakından görmek için :)) Bu sebeple maratonun duyamadığı bütün hakaretleri işittim.

 Seramoniden kısa bir süre sonra rakip taraftar stada girdi. Dikkatli bakıldığında çoğunluğu 15-17 yaş arası gençler ve 7-8 tane 25-30lu yaşlarda olan bir tribündü. Çoğunda "Fenerbahçe" atkısı vardı. Çok geçmeden futbolcularımıza hakaretler başladı. "Kaşar tribünü" (bu hakaret değildir) olarak tabir edilen yeşil montlu abilerimizin bulunduğu A4'ün rakip trübüne yakın olan tarafından tepkiler gecikmedi. Fakat büyük bir tatsızlık çıkmadı sadece "sözlü" tartışmada kaldı olay.

İkinci yarı rakip taraftar iyice haddini aşarak "koyun şu ibnelere, stadı başınıza yıkarız, sakaryanın piçleri dönsün şaşkına" tarzı tezahüratlara başladı. Ve yine "Kaşar Tribünü" olarak tabir ettiğimiz yerden cevaplar gecikmedi. Rakibin her tezahüratını ciddiye almayıp onlara eşlik ettiler. "Her zaman her yerde en büyük sultan"  tezahüratına ooooleey çekrek alkışlayıp makaraya aldılar. (Bu anları görmeliydiniz ben çok eğlendim şahsen :) )

Son olarak Trilaylay Celil abimizin rakip tribün önüne salınması  karşılıklı "Yeşil & Beyaz " çekilmesi sonunda "S*ksin sizi kaportacı ziya" diyip Celil abimizin rakibe hareket yapması efsaneydi. Tabi bu gerginlikleri maçın içinde olan "Tatangalar" göremedi. Rakibin bize ne tür hakaret ettiklerini bilmiyorlardı.

 

SON 10 DAKİKA NE OLDU DA DÖNDÜNÜZ?

Bütün maç hakaretler yağdıran rakip son 10 dakika "Aykut Ölmedi Kalbimizde Yaşıyor" sloganı atmaya başladılar. Bizim taraftarın başkana tepkisini gördükten sonra da "Selahattin Aydın" aleyhine sloganlarda bulundular. Hepsinin yüzünde dalga geçer bi yüz ifadesi vardı.

Bana sorarsanız bu tezahüratlardan sonra rakip taraftarın alkışlanması Sakaryaspor tarihinin yüz karası anlarından biridir. Orada rakip tarafından yuhlanıp küfür edilen Şanlı Sakaryaspor'un başkanıdır sonuçta. Tatangalar'dan başka taraftar grubuna dil uzatmak kesinlikle düşmez! Bazı sorunları kendi içimizde çözmeliyiz.

Ve maçtan sonra benim de hiç tasvip etmediğim olaylar yaşandı. Rakip taraftara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu olaydan sonra bir daha Sakarya maçına gelirler mi bilmem ama artık Sakarya'da nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmişlerdir umarım.

 

 

BONUS VİDEO;

Muhabir: Neden maça gelmiyorsunuz?

Sakarya taraftarı;

 

 

Devamını oku

İlk Blog

Yeni blog'umuz bugün oluşturuldu. Buraya odaklanın ve sizi bilgilendirmek için çalışalım. RSS feed sayesinde, bu blogda yeni mesajları okuyabilirsiniz.

Devamını oku